İşletme Koçlarından Tüyolar – Bölüm 1

İşinizi Ekonomik Gerilimlerden Koruyun – Bölüm 1

Ekonomik gelişmeler nasıl olursa olsun ayakta kalmak ve büyümek.

Ekonomik gerilimlerde bazı işletmeler büyürken neden bazılarının çöktüğü çoğu işletme sahibi için hep merak unsuru olmuştur. Bazı kişiler ekonomik çöküntülerden tüm işletmelerin olumsuz etkileneceğini zanneder. Ama aslında gerçek şu ki, birçok şirket bu çöküntülerden etkilenmiyor ve sebebi, daha büyük, daha tanınmış ya da daha yerleşik olmaları değil.

ActionCOACH işletme koçları olarak Türkiye’de 6 yıldır yüzlerce şirkete, dünyada 25 yıldır 75+ülkede on binlerce şirkete, ekonomik dalgalanmalardan etkilenmeden, karlı bir şekilde büyümeye devam etmeleri için %92 hedef gerçekleşme başarı oranı ile hizmet veriyoruz. Bunu yaparken işletmelere balık tutmayı öğretiyor, daha başarılı birer işletme olmalarına yardımcı oluyoruz. Bu mini yazı dizimizde sizinle başarılı bir işletme sahibi olmanın, ekonomik gerilimleri başarılı bir şekilde yönetmenin ipuçlarını paylaşacağız. 

Başarılı bir işletmeyi ekonomik olumsuzluklar olduğunda çöken şirketlerden ayıran en önemli fark, başarılı şirketlerin işlerini daha dinamik ve sağlıklı yöntemlerle ilerletmeleridir. Geleceği planlarlar ve karşılarına çıkabilecek ihtimallere karşı hazırlıklıdırlar. Modası kolay geçmeyen ürün veya hizmetler satarlar. Ayrıca gelire, hem ekonominin iyi olduğu hem de kötü olduğu şartlarda büyüyüp hüküm sürmeyi sağlayacak şekilde, mantıklı şekilde odaklanırlar.

İşletmenizin ekonomik krizleri başarılı şekilde karşılamasını sağlayacak birkaç teknik:

  • Kar hedeflerini sürekli takip edin: Kar edin, net kar, odaklanması gereken en önemli konudur.
  • Gereksiz ürün, kampanya ve hizmet etkinliklerini budayın. Performansı yüksek takım arkadaşlarınızı ödüllendirin, verimli olmayan kişileri ise ya yeniden konumlandırın ya da takımın geri kalanının iyiliği için gitmelerine izin verin.
  • Müşterilerinizle iletişimi sürdürün, arz/talep ve demografik modellerini takip edin. Kişi müşterisini ne kadar anlarsa, kendi işinden de o kadar anlar.
  • Yeni müşteri çekmek, var olan müşteriyi korumak ve daha fazla ürün ya da hizmet satabilmek için yeni stratejiler geliştirin. Müşteri tabanını büyütün, aynı zamanda da kar hanenizin zirve yapması için net karı arttırın.
  • Pazarlama ve reklamı güçlü ama aynı zamanda zekice yönetin. Markanızın üstüne düşerek ürününüzün en yüksek güç, performans ve takdiri yakalamasını sağlayın.

Geleceği Planlamak Geleceğe Gitmek Demek

Bir işletme ekonomik krizin getirdiği fırtınaya kendini kaptırmış ve yolunu kaybettiyse, kıyıya ulaşması imkansız olmasa da epey güçtür. Ekonomik kriz sırasında, zar zor yüzenler boğulur, ayakta duranlar suya düşer, iyi bir pusulası olmayanlarsa yolunu, finansal görüşünü, marka kimliğini ve müşteri demografisini kaybeder. Bunları önlemek için ekonomik kriz ihtimallerine karşı en iyi şekilde hazırlanmak çok önemlidir.

Business Week’in Ocak 2008 tarihinde yayınlanan bir makalesine göre, pazar analizi ve gelecek finans göstergeleri çok önemli araçlardır. İşletme sahipleri bunlar olmadan gelecek zor günleri hiç görmeyebilir ve birikimleri hiç uyarı olmadan suyunu  çekebilir.Hiçbir işletme sahibinin kristal küresi olmasa da, gündemi, rakamları, istatistikleri, diğer ölçme ve değerlendirme araçlarını takip eden kişiler çok daha güçlü ve bilgili konumda olur.Trendleri daha kolay takip edip, kendini buna göre uyarlar, bu da onlara, daha az bilgili rakiplerine göre, taktiksel ve stratejik bir avantaj sağlar.

Karanlıkta öylece ateş etmektense, doğru araca sahip olan kişi hedefi daha kolay bulup ona ateş eder.Gelirler biraz düşmeye başladığı zaman, doğru noktaya odaklanıp, uygun yöntemlerle kar etme sürecine tekrar girebilir.Bu değişiklikleri tedbirli şekilde karşılamayanlar yalnızca para ve zaman kaybetme riskine girmekle kalmaz, aynı zamanda da müşteri tabanlarını ve bunun sonucu olarak da marka bütünlüğü ve etkinliğini kaybeder.

Tepki ile Yanıt Arasındaki Önemli fark

Koçlar, zorluklar karşısında sakin kalmaktan sık sık bahseder çünkü anında harekete geçip rast gele kararlar vermektense, sakin bir şekilde, mantıklı ve seviyeli kararlar verilmesi daha iyidir.Daha önceden birçok zorlukla karşılaşmış ve bu konuda yeterli tecrübe ve eğitime sahipseniz, bu tür durumlara olan müdahaleniz muhtemelen daha başarılı olacaktır. Ama hazırlıklı olmadığınız durumlarla karşılaşmak ani bir şekilde etkili olmayan yöntemlere sarılmanıza sebep olabilir.

Tepki ile yanıt arasındaki temel fark: Harekete geçince düşünerek, bilinçli ve planlı kararlar almak ile korku ya da panikle yapılanlar arasında yatar.Örneğin; acil durum kurumları kaçınılmaz olana karşı eğitimli ve donanımlıdır.Bir yerde yangın çıktığında ya da trafik kazası olduğunda polisler ve itfaiyeciler bunu doğal karşılar çünkü daha önceden böyle durumları mantıklı, etkili ve profesyonelce yönetme tekniklerini bilirler. Ellerinde gereken kaynak vardır, onları nasıl kullanacaklarını bilirler ve durumu umutsuzlukla değil, güçlü bir tutumla karşılarlar.

Yanıt ile tepki arasındaki ilginç bir fark da şudur: Birisi konu hakkında yeterli eğitime sahip olduğunda bu içselleşir ve tepkiden cevaba dönüşür, yani tepkisellikten sorumluluğa geçiş yapar.Bir oyun kurucu, oyuna ilk girdiğinde bu onun için sarsıcı ve rahatsız edici bir deneyim olabilir. Ama bir süreden sonra bu biraz daha sıradan, kolayca tepki verdiği, içgüdüsel ve sezgisel bir eyleme dönüşmeye başlar.Savunma oyuncularının sıra olup ona doğru birden koşması onda artık panik değil, sayı yapmak için karşı sahaya geçme ihtimalini uyandırır. Hatta zamanla, oyun kurucu baskı altında daha iyi düşünmeye başlar çünkü o ortam içindeki enerjiyi ortaya çıkarmasını sağlar.

İşletmelerde de durum böyledir. İşletme, beklenmedik durumlara karşı hazırlıklıysa, daha büyük gelirler elde edilirken birçok yanlış adım önlenebilir. Hatta hayatta kalırken aynı zamanda güçlenirsiniz çünkü daha az becerikli rakipleriniz ortadan kalkmış olur.