Jim Collins’in Çok Başarılı Kitabı “İyi’den Mükemmel Şirkete”

“İyi mükemmelin düşmanıdır”

Kitap bu açılış cümlesiyle başlıyor ve bir önceki kitabı “ Kalıcı olmak” ‘ın bir nevi devam kitabı olduğunu bize açıklayan bir anısını satırlara dökerek kitabın “niçin” yazıldığını meşru temellere oturtuyor. Keyifle okunan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Basmakalıp “…iş hayatında 10 ilke, 7 bilmem ne tekniği, 100 olmazsa olmaz liderlik kuralı…” gibi kitaplardan değil. Ciddi bir araştırma ve titiz bir yol haritası var kitapta.

Jim Collins tam 21 kişilik araştırma ekibiyle uzun yıllar süren bir inceleme yapmış. ABD orjinli 1400’ün üzerinde şirketi incelenmiş. Standartlar belirlenmiş. Bu standartlara uyan firmalar ayıklanmış ve tam anlamıyla projeksiyon altına alınmış. Yaklaşık 6.000 makalenin okunup işlenmiş olması, 2.000 sayfa mülakat yazılması ve 384 milyon bitlik bilgisayar verisi yaratılması araştırmanın boyutu hakkında bilgi verebilir sanırım. Jim Collins, kitabında “iyi olmakla yetinen” bir şirketin “mükemmel” bir şirkete dönüşerek kalıcı başarıya ulaşmasının yollarını anlatıyor. En güzeli de Collins ve ekibinin ulaştığı bulgular sadece şirketler için değil, kişisel olarak kendini “mükemmel” yapmaya çalışan herkes için geçerli…

Kitabın geniş bir bölümü biraz sonra aşamalarını yazacağım “mükemmellik yol haritasının” detaylı açıklamalarına ayrılmış. Bu nedenle en can alıcı kısım aslında bu “aşama”lar bölümü:

Aşama 1: Araştırma

4-6 kişilik gruplar halinde çalışan 21 kişi “iyiden mükemmele dönüşen” şirketleri bulmak için altı aylık bir mali analiz seferine başladı. Aradıkları şey, şu temel şablona uyan şirketlerdi: Kümülatif hisse senedi getirisinde on beş yıl boyunca borsa ortalamasını tutturan ya da altında kalan, belli bir geçiş döneminde bu süreci noktalayan, sonraki on beş yıl boyunca da kümülatif hisse senedi getirisi borsa ortalamasının en az üç katını aşan şirketler.

Neden on beş yıllık bir süre ? çünkü; bu süre harika bir ürün yakalayıp onunla yükselemeyecek ya da şanslı bir dönemde yakalanamayacak kadar uzun bir süre.

Neden borsa ortalamasının en az 3 katı ? çünkü; bu oran herkesin bildiği mükemmel şirketlerin performansını da aşan bir oran.

Bu şirketler hangi “havuzdan” seçilecekti ? Başlangıç evreni olarak belirlenen 1965-1995 arasında Fortune 500’de yer alan şirketler arasından.

Peki bir şirketin bağlı olduğu tüm sektör aynı şekilde yükseliyorsa ? o şirketler elendi. Çünkü; bir şirket faaliyet gösterdiği sektörden bağımsız olarak iyiden mükemmele dönüşen şirket modeline uymalıydı..

İşte Şirketler:

Adı                                         Sonuçlar                              Geçiş yılları (+15)

Abbott                                   Borsanın 3.98 katı                 1974-1989

Circuit City                            Borsanın 18.50 katı              1982-1997

Fannie Mae                          Borsanın 7.56 katı                1984-1999

Gillette                                   Borsanın 7.39 katı                1980-1995

Kimberly-Clark                     Borsanın 3.42 katı                1972-1987

Kroger                                   Borsanın 4.17 katı                1973-1988

Nucor                                     Borsanın 5.16 katı                1975-1990

Philip Morris                         Borsanın 7.06 katı                1964-1979

Pitney Bowes                       Borsanın 7.16 katı                1973-1988

Walgreens                            Borsanın 7.34 katı                1975-1990

Wells Fargo                          Borsanın 3.99 katı                1983-1998

Yazar, kitapta bu liste için “bundan daha şaşırtıcı bir liste oluşturmak zor olacaktı” demiş. Bu durum, ekibin mükemmel şirketler hakkındaki düşünce biçimini kökten değiştiren sürprizin ilki olmuş. Onlar da Coca Cola, Microsoft gibi firmaları görmeyi bekliyorlardı tahminen.

Aşama 2: Karşılaştırma

İyiden mükemmele giden şirketleri diğer şirketlerden ayırt eden ortak özellikler neydi? Bunu anlamak için şirketleri “karşılaştırma grubu şirketleriyle” karşılaştırmak gerekmiş. İki grup karşılaştırma şirketi belirlenmiş: ilki; doğrudan karşılaştırma grubu. Diğeri; istikrarsız karşılaştırma grubu. İlk gruptakiler aynı sektörde aynı fırsatlara sahip ama hiç mükemmele dönüşme atılımı yapamayan firmalar, ikinci gruptakiler ise; kısa dönemli bir geçiş yaşamış ama mükemmelliği oturtamamış şirketler.

Son durum şöyleydi: 11 mükemmele dönüşen şirket; 11 doğrudan karşılaştırma şirketi, 6 da istikrarsız karşılaştırma şirketi

Kısaca bu isimleri de vereyim:

Abbott – Upjohn , Circuit City – Silo , Fannie Mae – Great Western ,
Gillette – Warner Lambert , Kimberly Clark – Scott Paper ,
Kroger – A&P , Nucor – Bethlehem Steel ,
Philip Morris – RJ Reynolds ,
Pitney Bowes – Addressograph ,
Walgreens – Eckerd , Wells Fargo – Bank of Americaİstikrarsız Karşılaştırma şirketleri ise: Burroughs , Chrysler , Harris , Hasbro , Rubbermaid , Teledyne

Aşama 3: Kara kutunun içinde ne var ?

Bu safhada tekrar bir analiz başlamış. Elli yıl kadar geriye giderek sözkonusu 28 şirket hakkında yazılmış tüm makaleler toplanmış, materyaller toplanmış, geçiş döneminde anahtar görevlerde bulunmuş yöneticilerle mülakatlar yapılmış, sonra da elde edilen tüm verilerle tartışma toplantıları düzenlenmiş. Kara kutunun içine girip ışıkları açtıklarında orada gördükleri kadar göremedikleri de onları şaşırtmış.

Örneğin;

  • İyiden mükemmele dönüşmüş 11 şirketin 10’unun CEO’su şirketin içinden gelmiş. Karşılaştırma grubunda bu sayı 6 kat fazla
  • Şirket yöneticilerinin gelir ve yan haklarının, şirketin mükemmele dönüşmesiyle bağlantısı bulunamamış
  • Mükemmele dönüşen şirketlerde uzun vadeli planlamaya daha fazla zaman ayrılmış
  • İyiden mükemmele dönüşen şirketler sadece mükemmel olmak için ne yapmak gerektiğine değil, aynı zamanda ne yapmamak gerektiğine ve ne yapmaktan vazgeçmek gerektiğine de odaklanıyor
  • Teknoloji, dönüşümü hızlandırabilir ama dönüşüm yaratamaz
  • Şirket satın almaları ve birleşmeler iyiden mükemmele dönüşümü ateşleyen bir etken değil
  • İyiden mükemmele dönüşen şirketler değişimi yönetmek,çalışanlarını motive etmek, elemanlarının şirkete bağlılığını sağlamak gibi şeylerle pek ilgilenmiyor. Doğru koşullar altında bu sorunlar zaten kendiliğinden ortadan kalkıyor.
  • Bu şirketler hiç de devrimci olmayan bir süreçle performanslarında devrimci bir atılım yapmışlar. Kimi şirketler bu dönüşümün büyüklüğünün farkına o anda varmamış.
  • Şirketlerin hepsi de makro ekonomik olarak iyi sektörlerde faaliyet gösteren şirketler değil. Hatta bazıları kötü sektörlerde faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerin mükemmelliği koşulların değil bilinçli tercihlerin ürünü

Aşama 4: Kaostan kavrama

Eldeki verilerin , analizlerin, görüşlerin bir sistematik içinde karmakarışık ve şekilsiz bilgiler yumağından bir kavrama dönüşmesi gerekiyordu. Yani; Kaostan kavrama gitmek.

Yazar, dönüşümü kabaca üç aşamaya bölmüş: disiplinli insanlar, disiplinli düşünce ve disiplinli eylem. Bu üç aşamanın hepsinde de grafikte gösterildiği gibi iki ana kavram yer alır. İşte tüm bu çerçeve, dönüşüm çarkı adı verilen ve iyiden mükemmele dönüşme sürecini bir bütün olarak kapsayan kavram tarafından sarılmıştır.

  • 5.Düzey Liderlik: İyi bir şirketi mükemmel bir şirkete dönüştürmek için gereken liderlik türü şaşırtıcı hatta şoka uğratıcı bir profil çizmiştir. Geri planda kalmayı tercih eden, sakin hatta utangaç insanlardır. Kişisel planda alçakgönüllülük ile mesleki irade ve yaptırım gücünün paradoksal bir karışımıydılar. Patton ve Sezar’dan ziyade Lincoln ve Sokrates’e benziyorlardı.
  • Önce kim…Sonra Ne: İyiden mükemmele dönüşen şirketlerin liderlerinin bu işe yeni bir vizyon ve strateji belirleyerek başlayacağı düşünülebilir ama böyle olmadığını, önce otobüse doğru insanları bindirip yanlış insanları indirdiğini, sonra da herkesi doğru koltuğa oturttuklarını gözlemlendi. “İnsanlar en kıymetli varlığımızdır” diyen o atasözü yanlış çıkmıştı. En değerli varlık insanlar değildi, doğru insanlardı.
  • Acımasız gerçeklerle yüzleşin: İyiden mükemmele dönüşen bütün şirketler, Stockdale paradoksu diye adlandırdığımız bir hali yaşamışlardı: Karşı karşıya oldukları güçlüklere karşın sonunda başarıya ulaşacaklarına dair yıkılmaz bir inanç beslemek ve aynı zamanda ne olursa olsun mevcut durumun en acımasız gerçekleriyle yüzyüze gelme disiplinine sahip olmak
  • Kirpi Konsepti: Bir firma sadece belli bir alanı esas faaliyet alanı olarak benimsedi diye, yıllardır o işi yapıyor diye illa da o işi dünyada en iyi yapan şirket olacak diye bir şey yok. Ve eğer esas faaliyet alanında dünyada en iyisi değilseniz, esas faaliyet alanınız mükemmel bir şirketin temelini oluşturamaz demektir. Kirpi konsepti iç içe geçmiş üç çemberi iyi anlamakla mümkün:
  • Disiplin Kültürü: Bütün şirketlerin bir kültürü vardır. Bazı şirketler disiplinlidir. Ama disiplin kültürüne ancak birkaç şirket sahiptir. Disiplin kültürüyle girişimcilik ruhunu birleştirebilirseniz mükemmel performansın simyasını yakalamış olursunuz.
  • Teknoloji Hızlandırıcıları: İyiden mükemmele dönüşen şirketler, dönüşümü ateşleyen bir olgu olarak asla teknolojiyi kullanmazlar ama özenli seçilmiş bazı teknolojileri uygulama konusunda öncülük yapanlar yine bu şirketlerdir. Aslında teknoloji kendi başına ne mükemmelliğin ne de çöküşün asıl nedeni değildir.
  • Dönüşüm Çarkı: Dramatik değişim programlarını başlatanların mükemmele ulaşma konusunda başarısız olma olasılıkları neredeyse kesindir. Dönüşüm tek hamlede olacak bir şey değildir. Bunu yapabilecek tek bir eylem, bir program, şanslı bir hamle, mucizevi bir an yoktur. Tersine mükemmele dönüşme süreci devasa bir çarkı durup dinlenmeksizin aynı yöne döndürmek ve döndükçe belli bir atılım noktasına ulaşana kadar ona ivme kazandırmaktır.

Kitap bu genel konseptten sonra gelen yaklaşık 300 sayfa boyunca yukarda özetlenen başlıkların oldukça detaylı açıklamasını, mülakat notlarının sunumunu, şirketlerin tek tek analizini yapıyor. Bunu da çok iyi ve akıcı yapmış gerçekten de.