Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Öncesi Konuşulması Gerekenler

Aile şirketlerinde kurumsallaşma herkes tarafından istenen bununla beraber uygulamaya geçildiğinde dirençlerle karşılaşılan bir süreç olabiliyor. Kurumsallaşma beklentileri öncesi aile şirketlerinin avantajlarını ve dezavantajlarını ele aldığımızda, başlangıçta iyi görünen bazı noktaların ilerleyen aşamalarda işleyişe negatif etkisi olan özellikler olabileceğini görüyoruz. 

Bir aile şirketi içerisinde sevdiğiniz insanlarla iş kurmanın çok tatmin edici olacağını, bu zorlu olabilecek yolculukta en çok ailenize güvenebileceğinizi ve bu ortaklığın onlarla daha fazla zaman geçirmenizi sağlayacağını düşünmüş olabilirsiniz. Birçok aile şirketi bu nedenlerle kuruluyor. Ne yazık ki tüm bunlar sağlam bir iş kurmak için yeterli bir temel değildir.

Aile şirketlerinde aile ilişkileri, hissedarlık ve yönetim konuları iç içe geçmiş gibi görünür. İç içe geçmiş gibi görünen bu 3 önemli konu içerisinde her aile şirketinin kendisine özgü kuralları vardır. 

Kulağa biraz soğuk gelse de, aile işletmelerini kuran veya bu işletmelerde görev alan kişiler olarak başarılı olmak istiyorsanız tüm fertler için ‘’iş’’ önce gelmelidir. Unvanlar söz konusu olduğunda birbirinize istediğiniz gibi hitap edebilirsiniz, ancak önemli olan, her rolün iyi tanımlanmış olması ve birbirinizin sınırlarına saygı duymanızdır. Örneğin, bir çalışan öğleden sonra maça gideceği için Yönetim Kurulu Başkanı olan babasından kendi görevleri dahilinde bir konuyla ilgilenmesini istememelidir. Yani, her aile üyesi, işletmede kendi üstlendiği rolde tam olarak geleneksel bir ofis ortamında olduğu gibi davranmaya hazır olmalıdır. 

Aile Şirketlerinde Rasyonel Kararlar Alabilmek

Aile bağlarının temelinde duygusal temelli davranışların ağırlık kazanmış olması doğaldır. Konu aile şirketlerinde kurumsallaşma aşamasına geldiğinde ise temel aile değerlerinin davranışsal karşılığı tarif edilmeli ve bu davranışların sergilenmesi beklenmelidir. İstatistiksel olarak konuşursak, çoğu aile şirketi ticari bir nedenden dolayı başarısız olmuyor. Gördüğümüz kadarıyla fırsatlar ve gelişim alanları ile ilgili değerlendirmeler aşamasında rasyonel olarak ele alınması gereken kararlarda duygusal davranıldığı için çatışmalar yaşanıyor ve başarısızlık bu noktada oluşmaya başlıyor. 

Bir aile şirketi işletmek için bazı olası dezavantajlar olduğu açık olsa da, avantajları çok daha önemlidir. Aile üyeleri genellikle işlerini başarılı kılmak için kendilerini işlerine adamışlardır. İşlerine güçlü bir bağ duyabilirler, bu bağ aile ilişkilerini de güçlendirebilir, nihayetinde işyerinde sağlanan başarıda herkesin payı vardır ve herkes kazançtan payını alacaktır. 

Aile üyeleri genellikle birbirlerinin ihtiyaçlarına karşı duyarlıdır. Kişisel meseleleri işin dışında tutmak kesinlikle akıllıca olsa da, bu kural istisnalar oluştuğunda işe yaramaz. Birinin büyük bir krizi varsa, diğer aile üyeleri buna göre destek verebilir, o kişinin günlük işini üstlenebilir veya sadece konuşmak için zaman ayırabilir. İş önce gelir, evet, ancak herhangi bir aile üyesinin refahı pahasına değil.

Aile şirketlerinde kurumsallaşma yolunda ilerlerken başarısızlıklardan kaçınmanın yolları vardır. İşletme koçluğu hizmeti verdiğim süreçlerden edindiğim tecrübelere göre aile şirketlerinde kurumsallaşma öncesi tüm bireylere şu önerileri sunmak isterim.

1.Güçlü yönlerinizi belirleyin

Her aile üyesinin işletmeye hangi bilgi ve becerilerle katkıda bulunabileceğini tam olarak belirleyin, ardından bu güçlü yönleri oldukları gibi kabul edin. 

Hem işletmenizin hem de her bir üyenin güçlü, geliştirilmesi gereken yanlarını yazılı bir çalışma ile daha görünür hale getirebilirsiniz. 

2.Aile üyesi olarak görev alacak kişilerden beklentilerinizi net bir şekilde belirleyin

Herkesin güçlü yönlerini bilmek, kuruluştaki rolleri tanımlamaya yardımcı olacaktır. Pazarlamadan kim sorumlu? İşe alımdan kim sorumlu?  Operasyonları yönetmek veya iş anlaşmalarını yapabilmek için kim daha uygun? Sorumlulukları belirledikten sonra bu sorumluluklardan ne beklendiğini belirtin ve her bir rol ve yetkinlik için belirleyici başarı kriterlerini de tarif edin. Herkes neyden sorumlu olduğunu bildiği sürece, size düşen oyunun keyfini çıkarmak olacaktır.

3.Esnek olun

Mükemmeliyetçilik iyinin düşmanıdır. Üzerinize düşen sorumluluklar konfor bölgenizin dışında olsa bile, gerektiğinde yardım sunmaya istekli olmalısınız. Hatalar yapacaksınız, ancak esnek kalmak ve yeni şeyler denemekten korkmamak sizi daha dirençli hale getirecek ve nihayetinde ilişkilerinize de, işinize de fayda sağlayacaktır.

4.Öğrenmeye devam etmek için her fırsatı kullanın

Bundan beş yıl sonra işiniz şimdiki gibi olmayacak. Eğer gelişme görmüyorsanız da muhtemelen yeterince risk almamışsınızdır. Girişimlerin doğasında var olan değişimi yönetmek için zor olanı öğrenmeye, geri bildirim almaya ve geri bildirim vermeye açık olun. 

5.Asla eve, aile görüşmelerine iş götürmeyin. 

Öğle yemeğinin iş için ve akşam yemeğinin aile için olduğuna inanıyorum. Ailenizle kutlamalar için bir araya geldiğinizde bu kutlamalarda iş meselelerini gündeme almayın. Ailenizin diğer üyeleri, son iş toplantınızda neler olduğunu duymak istemez, bu yüzden onları iş sohbetlerine boğmayın. 

6.Dayanıklı olmak için iş modeliniz üzerinde çok çalışın.  

Aİle işinizde kurumsallaşmak istiyorsanız vereceğiniz kararlarda tüm ayrıntılar üzerinde çalışmaya zaman ayırın. Birlikte ne tür bir işe başlamak isteyebileceğinize karar vermek için biraz beyin fırtınası yapın. Herkesin yeteneklerini şirket ihtiyaçlarına uygun olarak ortaya koyabileceği, diğer yandan işletmenin gelişimini destekleyecek görevler alabileceği bir iş modeli ile yola çıkma fırsatlarını belirleyin.  

Güven, herhangi bir başarılı iş ilişkisinin temelidir ve ailenizden daha fazla güvendiğiniz kimse yoktur. Farklı becerilerinizin gücünü birleştirdiğinizde ve birbirinize olan sevginizi işinize kanalize ettiğinizde, şirketiniz daima başarıları ile övünecektir.

ActionCOACH Türkiye Kurucu Ortağı 

Özge Toraman