Her ne iş yapıyorsak yapalım, hepimiz günün sonunda “ekmeğimizdeyiz” öyle mi? Ya da yine Yeşilçam’dan alıntı yapayım, “sevgi karın doyurmuyor mu?” Gerçekçi olalım, “ne yaparsan yap, aşk ile yap!” sadece şarkılarda nakarat olabilir diye düşünenlerden misiniz?
İşletmeler de aslında patronlarının işi kurarken sahip oldukları büyük tutkunun bir sonucu. Biliyoruz ki, zamanla bu tutkunun adının vizyon olarak konulması ve şirketin yoluna bu tutkuyu paylaşan kişilerle devam etmesi başarısı için hayati önem arz ediyor. Peki birçok patronun gerçeği neden farklı? İşini kurarken, onu bu yola sokan tutku neden zamanla soluyor hatta hatırlanmıyor?
İlk zamanlar patron aynı anda birçok cephede savaşırken, artık daha büyük oynama ve iş delege etme zamanının geldiğine kanaat getiriyor ve bir, iki derken bir süre sonra hatırı sayılır sayıda bir ekibe sahip oluyor. Peki iş delege edebiliyor mu? Operasyon, patronun daha az müdahalesi ile yürüyor mu? Daha önemli işlere odaklanacak zaman ayırabiliyor mu? Birçok patron için cevap maalesef hayır. Durumu şöyle özetleyebiliriz, hala en az ilk günkü kadar çalışıyorken, bu kez 40-50 kişilik bir ekibin sorunları da mevcudun üstüne ekleniyor. Zaman zaman kim patron, kim çalışan, roller birbirine karışıyor, zira işletme sahibi kendini ekibindeki kişilere hesap verirken bulabiliyor. Sonuçta, patron işinden 15-20 gün değil, birkaç gün uzak kalmayı aklından bile geçiremiyor. Hasbelkader tatil yapmayı denediğinde, işler çığırından çıkıyor, telefonu susmuyor, üstelik döndüğünde daha büyük bir krizi çözmek zorunda kalabiliyor. Ne dersiniz? Bunlar tanıdık geldi mi?
Daha ileri taşıyalım, bir de iş dışında hiçbir özel hayata yer bırakmayacak kadar çok çalışıp, para kazanamamak var. Para bir gün var, bir gün yok, üstelik nedenini çözemiyorsunuz. Nakit yokken, nasıl oluyor da önemli tutarda vergi ödemeniz gerekiyor, anlam veremiyorsunuz? Ancak hesap kitap işleriyle de ilgilenmediğiniz ve belki sadece bankadaki parayı takip ettiğiniz için doğrusu ne bilmiyorsunuz. Bu kadar bilinmezle kim bilir ne kadar yol alıyorsunuz.
Eh böyle bir sarmalda günler birbirine benzer şekilde tükenmekteyken, elbette işine ne aşk kalır ne de meşk! Sadece günü kurtarıyorken ve AŞ için çalışıyorken buluruz kendimizi.
Peki tespiti yaptınız, çözümden haber verin diyorsanız, iş yapma şeklinizle ilgili bir değişiklik yapmazsanız hayatınızda hiçbir şey değişmeyecek öncelikle lütfen bunu kabul edin. Bildikleriniz sizi buraya kadar getirdi. Daha iyisine ve ileriye gitmek için, ekibinizi, zamanınızı ve paranızı yönetmekle ilgili sorunları masaya yatırmak ve çözmek için adım atmak sizi bekleyen en önemli aşama. Zira bu sorunlar aynı zamanda siz ve işletmeniz için birer fırsat.
AŞKınızın sürmesi de bitmesi de sizin elinizde. Hazır 14 Şubat geliyorken, gelin siz de işinizle AŞKınızı tazeleyin.
Sevgiyle kalın,
Belma Öztürk Gürsoy
ActionCOACH İşletme Koçu
Sayfada bulunan yazı Belma Gürsoy tarafından kaleme alınmıştır. Yazının orjinalini bu sayfadan bulabilirsiniz