Net ve makul hedefler koymak, çalışanlarınızın beklenen sonuca mütemadiyen odaklanmasını sağlar.
Büyük ihtimalle, çalışanlarınızla ilgili bir rapor çıkarın desem, bana direkt raporladığınız kişilerin listesini çıkarıp herkesin akşam 5’e kadar tamamlaması gerekenlere dair detaylı bir özet çıkarabilirsiniz.
Fakat çalışanlarınızın bu hafta bitimine, bu ay sonuna, hatta bu yıl sonuna kadar neleri tamamlamalarını istediğinizi sorsam, o zaman bana ne söyleyebilirsiniz?
Hatta bu soruyu çalışanlarınıza sorsam onlar ne söyleyebilirler? Sizce bir fikirleri dahi var mıdır?
İşte bu noktada yöneticiler için gerçek zorluk, net ve makul hedefler koyarak çalışanlarının beklenen sonuca mütemadiyen odaklanmasını sağlamanın kendisidir.
Birçok işveren, çalışanlarının onlardan beklenenlere dair farkında olduğunu düşünerek, odaklanma konusunda endişelenmeye gerek olmadığını zanneder. Ne yazık ki çoğunlukla, çalışanlar her gün yaptıkları görevlerinin fazlasıyla bilincindeyken, şu soruları cevaplamakta oldukça zorlanırlar:
-Çalıştığınız birimin ve şirketinizin gittiği yön nedir?
-Yaptığınız iş gidilen bu yönü nasıl etkilemektedir?
-Çok iyi olduğunuz alanlar nelerdir ve bu alanlarda çok iyi oluşunuz şirketinizin hedeflerine ulaşmasına nasıl yardımcı olmaktadır?
-Gelişime açık alanlarınız nelerdir ve bu nokta, şirketinizin hedeflerine ulaşmasına nasıl yardımcı olmaktadır?
-Bu şirkette geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?
Birçok yönetici bu sorulara bakar ve şöyle düşünür, “Şirketin gittiği yönü anlasalar ne olur anlamasalar ne olur ki, sadece işlerini yapsınlar yeter”. Bu tür bir düşünce iki sebepten dolayı kusurludur. Sebeplerden ilki, eğer çalışanlarınız yukarıdaki sorulara cevap veremiyorlarsa, zorluklarla mücadele etme istekleri de daha düşük olacaktır. (Müşteri şikayetleriyle nasıl baş edeceğimi öğrenmek niye önemli olsun ki? Bırakayım bunu patronum halleder.) Aslında birçok yöneticinin düştüğü hata, şirketi büyütmeye odaklanmak yerine, rutin problemleri tespit etmekle (mikro yönetim ile) vakit kaybetmektir.
Sebeplerden ikincisi ise eğer ekibiniz, çabalarının şirketin genel başarısı için ne kadar kritik olduğunun yeterince farkında değilse, onları ekstra çaba sarf etmeye teşvik etmeniz daha zor olacaktır.
Bu problemden mustarip olan yöneticiler kendilerini ekiplerinin akşam 5.30’a kadar kalmaları için yalvarıp, öğle yemeğini kısa tutmalarını veya Cumartesileri birkaç saatliğine işe gelmeleri için rica ederken bulurlar. “Ya Cumartesi gelirler ya da onları kovarım!” demeden önce, işe yeni birini almanın ve onu eğitmenin ne kadar pahalı olduğunu unutmayın.
O halde bu zorluğun üstesinden nasıl gelirsiniz?
Şu adımları denemenizi öneririm:
1. Net, makul ve basit hedefler koyun. Güçlü hedefler, tüm ekibinizin katkılarını kapsayıp onların şahsi ve profesyonel isteklerini de çabalara dahil etmelerini sağlayacaktır. Ayrıca bu hedefler çok net ve basit olmalıdır ki ezberlenebilsinler ve bir kartvizitin arka yüzüne sığabilecek kısalıkta olsunlar.
2. Her bir çalışan ile “Duruma bağlı kontrat” yaratın. Bu süreç (ve aynı zamanda bu doküman) aşağıdakilere odaklanmalıdır:
– Düzenli olarak yerine getirilen görevlerin detaylı anlatımı;
– Çalışanların pozisyonlarının şirketin hedeflerine ulaşmasına nasıl yardımcı olduğunun özeti;
– Şirketin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olması için hangi yetkinliklerini geliştirmeleri / iyileştirmeleri gerektiğinin listesi;
– Şirketin hedeflerine ulaşması halinde her bir çalışana verilecek ödüllerin (teşvik planının) belirlenmesi.
3. Güçlendirin, hatırlatın ve gözden geçirin. Şirketlerin yaptığı en büyük hata, birçok makul hedefi bir klasöre koyup kaldırıp sonra da onlara senede sadece bir kez bakmaktır. Çalışanlarınızı devamlı hedefe odaklanmış ve motive tutmalısınız. “İnsanlar motivasyonun uzun sürmediğini söylerler ama banyo yapmak da tam olarak böyledir, yani uzun sürmez. İşte bu yüzden biz de banyonun her gün yapılmasını tavsiye ediyoruz” diyerek Zig Zaglar bu konuda en iyisini söylemiştir. Herkesi odaklanmış bir şekilde tutabilmek için işte size birkaç ipucu:
– Hedeflerinizi her yere yapıştırın!
– Ekibinizin yaptıklarının, işinizin hedeflerini nasıl etkilediğini onlara bizzat anlatabilmek için ekibinizdekilerle tek tek vakit geçirmeye (en azından aylık bazda) özen gösterin.
– Ekibinizi geldiğiniz noktaya dair düzenli olarak (en azından aylık bazda) bilgilendirin ve gösterilen bu gelişmeyi hedeflerinizin yanına yapıştırın.
Eminim tüm bunlar daha fazla vakit ve çaba isteyecektir ama gerek bireysel bazda, gerekse ekip olarak kendilerinden beklenenler konusunda çok net olan heyecanlı bir ekibe sahip olmanın artıları çok daha yararlı olacaktır.
Yazan: Mark McNulty