Yapılmış Johny’e Uyar mı Ali’ye!

Son zamanlarda en sık duyduğumuz ve sanırım artık hepimizin kanıksadığı cümle “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!”. Birçok otoriteye göre yeni çağ, teknoloji çağı, inovasyon çağı, dijital çağ, yeni norm ve normalleri oluşturma çağındayız.

Peki size bir soru, bir şirkete teknoloji yatırımı yapmak tek başına medeniyeti getiriyor mu? Teknoloji tek dişi kalmış canavar mı gerçekten? Bugüne kadar teknoloji yatırımı yapan tüm şirketler sadece yüklü bir satın alma maliyetini ödediklerinde her şeyi kolaylıkla çözebildiler mi? Hep esprisi yapıldığı gibi, geriye sadece birkaç tuşa basmak mı kalıyor☺.  Evet haklısınız elbette hayır. 

Benim gördüğüm bir çok örnekte, uzun yıllar süreç ve sistem olmadan tamamen kişilere bağlı olarak yönetilen şirketlerin en sık düştükleri hata teknolojiyi kullanacak kişilerin oryantasyonu ve ekip olarak çalışma dinamiklerinin yenilenmesi adımını geçiştiriyor olmaları. Veya ekibin oryantasyonu denilince, bunun sadece ekibe programı nasıl kullanacaklarını anlatan teknik bir eğitim aldırmak olduğu düşünülüyor. Teknolojiye büyük yatırım yapmayı göze alan şirketler konu ekibin yeni iş yapma alışkanlıklarıyla başlayan bir sürece hazırlanmasına gelince neden zaman ve para harcamaktan kaçınıyorlar? Bence bunun maliyetini aksayan veya geciken teknoloji kullanımı veya sahiplenilmediği için bir köşede kalan yatırımlarla daha büyük tutarda ödüyorlar. 

Bir de teknolojiye veya yeni bir sisteme oldukça uç, iki farklı bakış açısı olduğunu söyleyebilirim. Biri, teknolojinin salt menşeini sorgulayanlar “Elin yabancıları için bu sistemler tasarlanmış, işe yarayabilir, ancak burası Türkiye, bize nasıl olacak da uyacak bu sistem” zihniyeti. Yani yapılmış Johny’e uymaz Ali’ye diyenler. Diğeri salt yabancı bir sistem veya teknoloji olduğu için, birçok başka detayı gözardı edip, şirketi için en iyisi olduğuna karar verenler. Her ikisine de katılmıyorum. Sistem ya da teknolojinin A+ bir ürün veya çözüm olması sizce şirketiniz için en iyi seçenek olduğunu gösterir mi?  Ayrıca her şirketin onu bugünlere taşıyan bir işletme hafızası, yazılı veya alışılagelmiş iş akış temayülleri varken, olması gereken bunu tamamen sıfırlamak mı? Mevcudun iyileştirilmesi ve güçlü yönlerin daha verimli yönetilmesi değil midir temel amaç. 

Teknoloji yatırımı kadar, onun şirketin ihtiyacına yönelik en doğru seçenek olduğunun değerlendirilmesi ve tüm ekibe entegrasyonu, değişimin insani boyutunun yönetimi en az teknolojinin kendisi kadar önemli ve kritik. Birçok işletmede görüyorum ki süreç burada tıkanıyor. 

Çağlar değişse de, insan faktörü bence her zaman bir işletmenin başarısı için en önemli varlığı olmaya devam edecek. Bunun farkında olan ve teknolojiyi insan faktörüyle birlikte odağına alanlar kazanacak! Yazının başlığındaki soruya gelirsek, artık tüm dünya hiç olmadığı kadar tek bir evren, tek bir pazar. Diyorum ki bırakalım artık Johny Ali’yi, atı alan artık Mars’ı geçecek.

Sevgiyle kalın.

Belma Öztürk Gürsoy
ActionCOACH İşletme Koçu 

Sayfada bulunan yazı Belma Gürsoy tarafından kaleme alınmıştır. Yazının orjinalini bu sayfadan bulabilirsiniz