Günlerden Pazartesi, saat daha sabahın 8’i… Harika bir hafta sonu geçirdiniz. Evet, keşke bitmeseydi. Geçen haftayı çok enerjik kapattınız ama bugün aynı motivasyonla uyanmadınız. Sonuç olarak da, hemen ofise gidip ilk iş maillerinizi kontrol ettiniz. Sonra kahve molasına çıkıp bir arkadaşınızla bir saate yakın sohbet ettiniz. Neredeyse öğle yemeği vakti oldu. Öğle yemeğine çok az zaman kaldığı için de aramanız gereken müşterileri sıkıştırmamak adına aramamayı tercih ettiniz. Yemekten döndünüz, saat oldu 13:30 ve fark ettiniz ki yazmanız gereken birkaç mektup var! Şimdi de eve dönüş vakti oldu… Koca bir günü harcadınız. Motivasyon kaybı, size saati 150 TL’lik satıştan 1200TL’ye mal oldu. Peki, tam olarak ne oldu?
Bunun gibi bir gün daha geçirmeye durumunuz el vermeyebilir. Bu arada, günlerinizi böyle geçirerek nasıl daima motive kalabiliyorsunuz? Sizce bu mümkün mü?
Motivasyon, yapmanız gereken şeyi, yapmanız gereken zamanda yapabilmenizi sağlayan öz disipline sahip olmak olarak tanımlanabilir. Elbette herkes motivedir. Bir golf oyuncusu golf atışını yapabilmek için motivedir. Bir maratoncu maraton koşmak için motivedir. Bir çocuk ise önüne her geldiğinde şeker yemek için motivedir. İşin püf noktası, bir işi o anda yapmanız gerektiğini bilip yapmak istemediğiniz işleri yapabilmek için kendini motive etmekten geçer. Aç olsanız, günde 20 saat çalışıyor olursunuz. Fakat şu anda yeterince aç değilsiniz. Motivasyon düşüklüğü hepimizi kızdırır, fakat burada size, yapmanız gereken şeyleri yaptıracak motivasyonu bulmanız için birkaç tavsiye var…
Unutmayın, başarılı kişiler daha az başarılı kişilerin yapmayı reddettiği şeyleri de yaparlar.
Satışların Durmasından mı Korkuyorsunuz?
Başka hiçbir resesyon satışlarınıza bunun kadar zarar vermemiştir. Bir resesyonun gücü üreticinin onu algılaması kadardır. İşte size bir soru. Satış hacminiz geçen yılkine göre bu yıl daha mı az? Eğer cevabınız evet ise, işlemleriniz de mi azaldı? Bu soruya hayır dediyseniz, şanslı azınlık arasındasınız demektir. Gerçek şu ki, birileri orada iş yapıyor ve o iş yapılan kişi ben olmayı istiyorum. Bu resesyonun zarar verdiği şey, aslında yapılan işlemlerdir. Çoğu kişi, işlerin zor yürüdüğü ve nakit sıkıntısı çektikleri algısına kapılır. Durum buysa, neden resesyon bitene kadar beklemeyelim ki? Bu tip bir düşünce kusurludur. Birçok iş yeri resesyonda, başka zamanlara göre çok daha fazla para kazanır. Yeni gelişen “Evde kendin yap (DIY-do it yourself)” sektörü buna iyi bir örnektir.
Hâlbuki gerçek oldukça açık… Şimdiki zaman, bundan bir yıl öncesine göre çok daha zor, ama yoksa durumu kendi kendinize siz mi daha zorlaştırıyorsunuz? Siz bu koşullarda işlemlerinizi orantılı olarak artırabildiyseniz, ne mutlu size! Bu halinizle azınlıktan sayılırsınız. İşlemleriniz en az satışlarınızın düştüğü oranda artmadıysa, resesyonunuz gerekenden daha uzun sürebilir.
Tüm bunlar yine motivasyona bağlanmakta. Esas olan şey gönül rahatlığı! Cesaretin kırılması ise dikkatinizin dağılma sebebi. Bu düşük tempolu zamanlarda tüm bunlar çok daha belirgin hale gelmekte. Bu gibi durumlarda çıkış noktası, oyun planınıza her zamankinden daha çok sadık kalmaktan geçer. Yani ivmeyi koruyabilmek için kendinize daha fazla günlük bazda teşvik unsuru bulmalısınız.
Başarı asla sonsuz değildir ve başarısızlık asla hayati değildir. Bu zor zamanları harekete geçmemek için bir bahane olarak değil de yenilenmiş motivasyon üretmek için bir fırsat olarak kullanın. Birileri orada iş yapıyorsa, o kişi neden siz olmayasınız?
Yazan: Brad Sugars